Pandemi ile birlikte Ülkemiz ve Dünya büyük bir dönüşüm geçiriyor. Yüzeysel tabirle bilinen yöntemler yavaş yavaş yok oluyor. İş yapış şekilleri radikal bir şekilde değişirken, kimi iş alanları artık kendini dijitale bırakarak yok oluyor. Sosyal yaşam derin bir sarsıntı içinde üstelik ana unsur devam ederken artçı şoklarla beraber ilerliyor. Nereden bakarsanız inanılmaz şeyler, olmayacak şeyler günlük rutinimiz olarak devam ediyor. İnsanın en büyük özelliği sosyal bir varlık olmakken sosyallik artık minimum seviyede ilerliyor. Yani artık bir başımızayız. Yaşadağımız tüm sorunlara seviyesi ne olursa olsun kendi çözümlerimizi üretmek zorunda kalıyoruz. Bu sorunlar bazen yaşantımızı mevcut ülke şartlarında ve gelecekte öngördüğümüz şartlarda çıkmaza sokuyor. Sonucunda imkanı ve bir şekilde yöntemini bulan kendi vizyonu ile fırsatlar yakalayabileceğini düşünerek batılı ülkelere göç ediyor. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri' ne. İlk etapta çekirdek aileyseniz eşinizle beraber çocuk veya çocuklarınızı bırakarak gitmek zorunda kalmışsanız; bu zorunluluk kendi yaşamınız için ailenizinn geleceği için vereceğiniz en büyük savaş olacaktır. Hemde sonunda zaferin mecbur olduğu bir savaş. Üstelik aileniz bir yana kendi iç dünyanızda vereceğiniz savaşada hazır olmanız gerekir. Çünkü sırada bu göçün iç sorgu mekanizmasında bekleyen onlarca soru ve ilerde ne olacağı ile ilgili derin kaygılar beklemektedir.
Bu rutin hayatına devam eden bir kişinin başına gelmiş veya gelebilecek en büyük sınavlardan biridir ve buna dayanmak ve muvaffak olabilmek için çelik gibi yürek gerekir. Gidenlere gitmek zorunda olanlara selam olsun.